Cumhuriyet gazetemiz kuruluşundan beri Atatürk Devrimlerini her koşulda savundu.
Yazarları hapse atıldı, öldürüldü ama bu tarihsel misyon her koşulda sürdürüldü.
Bu bir görev değil, bir misyondur.
Canı pahasına sürdürülen bir misyon.
Çünkü bu Cumhuriyet, Atatürk Cumhuriyetidir.
Atatürk olmasaydı bu Cumhuriyet olamazdı.
***
Atatürk, kurduğu Cumhuriyetin başında 15 yıl kalabildi: 1923-1938.
Atatürk’ten sonraki 15 yıllık dilimlere bakalım: 1938-1953 (Demokrat Parti üç yıldır iktidardadır.)
1953-1968 (Dünyada ve ülkemizde 68 olayları yaşanacaktır.)
1968-1983 (12 Mart ve 12 Eylül askeri darbeleri yaşanmıştır.)
1983-1998 (Dünyada küreselleşme ülkede liberalizm yaşanmaktadır.)
1998-2013 (AKP 2002’den beri tek başına iktidardadır.)
2013-2028 (Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 sonrası yaşanacaktır.)
Atatürk’ten sonrasının altıncı 15. yılı yaşanmaktadır.
Ülke nereden nereye gelmiştir?
***
On boyutta “Genel Görünüş”e (Manzara-i Umumiye) bakalım:
Aydınlıktan………………Karanlığa
Bağımsızlıktan…………Taşeronluğa
Ulusallıktan……………..Kabileciliğe
Vatandaşlıktan…………Cemaatçiliğe
Laiklikten………………..Dinciliğe
Saygınlıktan…………….İtibarsızlığa
Üreticilikten…………….Tüketiciliğe
Paylaşımdan……………Kapkaççılığa
Güvenden……………….Güvensizliğe
Dürüstlükten……………Sahtekârlığa
***
Türkiye’de 1950 yılından başlayarak -kısa bir Bülent Ecevit dönemi dışındaülkenin yol haritasını ABD ile birlikte çizen sağ iktidarlar, emperyalistkapitalizme uyumlu bir gidiş izlemişlerdir.
Toplumu “dine” dayalı itaat modelinde yönlendiren iktidarlar, emeği her türlü sömürüye açmışlar, yoksul kesimlere para dağıtarak emeğine de yabancılaştırmışlardır.
AKP açıkça bir “din devleti” kurma yolunda yürümekte, bu yolun sonunda “saltanat ve hilafet”i de geri getirerek Atatürk Cumhuriyetini ortadan kaldırma planını uygulamaktadır. Ortadoğu politikası da bu hedeflere dayalıdır.
Bu hedeflerine ulaşabilmek için ABD’ye her türlü ödünü vermekte, Rusya ile ikili oynamaya çalışarak da kendince bir taktik yapmaya çalışmaktadır.
Bu hedeflerine ulaşabilirler mi?
İki büyük nedenden ötürü “Hayır, ulaşamazlar”.
***
Birinci neden: Dünyadaki büyük satranç oyununda yerleri yoktur. Şu anda ülkenin Atatürk döneminden kalan itibarıyla ve coğrafi stratejik önemi nedeniyle tavla oyununa alınmaktadır. Tavladan satranca giden yol bu ekibin kapasitesi dışındadır. Bu nedenle de dış politikaları iflas etmiştir. Büyük satranç oyununda piyon oldukları zaman işe yaramakta, başka bir role heves ettikleri zaman oyunun dışında kalmaktadırlar.
Türkiye’nin büyük satrancını Atatürk oynamış ve kazanmıştır. O kadar.
İkinci neden: Türkiye’nin büyük Atatürkçü potansiyelidir. Ülkenin beyin gücü, sonuna kadar gidecek yürek gücü, satın alınamaz bilek gücü Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda yürümektedir ve durdurulamaz bir güçtür. Bu büyük gücü, korkutulan, satın alınan, sinsi oyunlarla kandırılan kişilerin oylarıyla kıyaslamak büyük hatadır.
Aslında bu büyük gücü bütünüyle CHP temsil ettiği zaman hiçbir sorun kalmaz.
Hiçbir koşulda ülke AKP’ye teslim olmayacaktır.
Ve tarihin bilinen gerçeği şudur ki:
Teslim olmayanlar ölmez…