Viyana’dan Cenevre’ye uzanan hat boyunca 4 Avusturya, 4 İsviçre kenti turnuvaya ev sahipliği yaptı. Türkiye, elemelerde C Grubu’nu son şampiyon Yunanistan’ın arkasında ikinci sırada bitirip turnuva biletini aldı. Avusturya ev sahibi kontenjanından, Polonya ise elemelerde A Grubu’ndaki performansıyla grup lideri olarak turnuvaya ilk kez katılım hakkı kazandılar.
BİZ BİTTİ DEMEDEN…
Türkiye, ev sahibi İsviçre’nin yer aldığı A Grubu’nda son finalist Ronaldo’lu Portekiz ve yine bir önceki turnuvada yarı final görmüş Çekya ile rakip oldu. Cenevre’de ilk maçımızı Portekiz’e karşı oynadık ve çok da iyi oynamadığımız maçı Pepe – Meireles ikilisinin golleriyle 2-0 kaybettik.
Bir sonraki maçta rakibimiz ev sahibi İsviçre’ydi. Tanıdık bir isim, Hakan Yakın’ın golüyle geriye düştüğümüz maçta ‘Çılgın Türkler’ sloganlarının atılacağı bir hikayenin ilk adımlarını attı. Semih Şentürk’ün 57’deki beraberlik golü sonrası 90+2’de Arda Turan’ın rakibinin ayağına da çarparak müthiş bir kavis alan vuruşuyla zafer golünü attık. Artık grupta kartlar yeniden dağıtılmıştı ve son maçta rakibimiz Çekya idi.
NİHAT KAHVECİ AĞLARI TEMİZLEDİ!
Kazananın üst tura çıkacağı mücadelede Türk futbol tarihinin destansı 90 dakikalarından biri geride kaldı. Çekya, Koller ve Plasil’in golleriyle 75. dakikaya 2-0 üstünlükle girmiş ve neredeyse üst tur biletini cebine koymuştu. Ancak ‘Çılgın Türkler’ için hiçbir şey imkansız değildi ve sonrasında kısa bir Türk destanı başladı. Arda Turan’ın 75’teki golü sonrası topu alıp santraya koyduktan sonra Nihat Kahveci’nin şovu başladı. 87 ve 89’da iki klas vuruşuyla Türkiye’ye zaferi ve üst tur biletini getiren Nihat, milli takım kariyerinin zirve maçını oynadığı bir maçı geride bıraktı.
ÇILGIN TÜRKLER YİNE SAHNEDE
Çılgın Türkler için macera devam ediyordu ve çeyrek finaldeki rakip, Hırvatistan’dı. Turnuvada, İsviçre’yi, Çekya’yı geriden gelip deviren Türkiye, golsüz biten 90 dakikanın bitimine bir dakika kala talihsiz bir golle geri düştü. Klasniç’in vuruşu her şeyi bitirmiş görünüyordu. Ernst Happel Stadyumu’nda binlerce gurbetçi futbolsever sessizliğe bürünmüştü. Maç içi gerilimleriyle de hatırlanan mücadelede ‘sessizlik’ işaretini yapacak isim Semih Şentürk’tü. Son düdüğe saniyeler kala 120+2’de efsane bir vuruş yapan Semih Şentürk; ‘Semih Semih Semih…’ sesleriyle Viyana’yı inletti.
TERİM – BİLİÇ DÜELLOSU
Fatih Terim ile Slaven Biliç’in düellosu penaltı atışlarıyla son bulacaktı. ‘Çılgın Türkler’ her zamanki gibi ‘yenilmez’ olduğunu ispatlamış, rakibini sonradan yakalayıp mental olarak üstünlük kurmuştu. Uzatmalarda yediği gol tartışmalı olsa da Rüştü Reçber, penaltılarda üç direk arasında dimdik durmaya devam etti.
Rakibin klas ayakları Modriç, Rakitiç ve Petriç ağları bulamadı. Arda Turan, Semih Şentürk ve Hamit Altıntop’un vuruşlarıyla penaltılarda 3-1 üstünlük kurup tarihte ilk kez bir Avrupa Şampiyonası’nda yarı finale yükseldik.
ALMANYA’YA DA KAFA TUTTUK
Son 4’e kalan muhtemelen en güçlü takım olan Almanya ile eşleştik ve 7-8 futbolcumuzun sakatlığı nedeniyle 11’i kurmakta bile zorlandık. Diğer eşleşmede Rusya ile İspanya rakip oldu.
Uğur Boral ve Schweinsteiger’in ilk yarıdaki golleriyle bir düelloya dönüşen maçta 79’da Miroslav Klose, Panzerler’i öne geçirdi. Ama sahada Semih vadı, Çılgın Türkler pes etmiyordu. 86’da skoru 2-2’ye getirdik. Bir sakatlık ve sonrasındaki pozisyon hatası Philip Lahm’ın golünü getirdi, bu kez başaramadık, finalin kapısından döndük.
İSPANYA 2. KEZ ŞAMPİYON
Ernst Happel’deki Almanya – İspanya finali tatsız geçti. Fernando Torres’in 33. dakikadaki golü zaferi İspanyollar’a getirdi. Boğalar, ikinci kez Avrupa Şampiyonu olmayı başardı.
David Villa 4 golle turnuvanın en golcüsü olurken, 3 kez ağları sarsan Semih Şentürk; Hakan Yakın, Podolski ve Pavlyuçenko ile birlikte 3’er golle ikinci sırada yer buldu.